16 Temmuz 2010 Cuma

Filozoflara göre ask nedir?

Ünlü düşünür Eflatun, bildiginiz gibi diger ismi Platon olan bu düsünürün adiyla tanımlanan “Platonik ask” yani tek taraflı asktır. Platonik askın adıyla anılmasına ragmen onaylamayan ve açıkça sevmenin gizliden sevmekten daha güzel oldugunu söyleyen bu filozof sevgi üzerine oldukça kafa yormuştur. Sölen adlı meşhur kitabında tamamen sevgi ve dostluk üzerine duran Eflatun, ögrencileriyle baştan sona sevgiyi tartışır ve onu tanımlamaya çabalar. Ve güzellik ile askı bulusturur. Öyle ki, güzelin olduğu yerde ancak sevgi olabilecegini söyler. “Güzel yaşamak isteyenleri ömürleri boyunca nedir güzel yasatan? Akrabalari mi? Hayir. Sanlari serefleri mi? Hayır. Zenginlik mi? Hayır. Ne su ne bu, hiçbir sey insanı sevgi kadar güzel yaşatmaz.“[1] Ardından “Homeros der ya, yiğitlere tanri yürek üflermis, iste budur Sevgi’nin sevenlere verdigi güç. Baskası için ölmek, bunu yalniz sevenler yapabilir, erkekler değil yalniz, kadinlar bile.“[2] diyerek, sevginin büyüklügünü ve güçlü kalplerden işi olduğunun üzerinde durur. Sevginin özünde Tanrısallik olduğunu, sevginin bir tek olmadigıni çesitlere ayrıldıgını anlatır. Ayrıca seks ve güzellik tanrıçası Afrodit’i örnek göstererek tensel sevgiye isaret eder: “Orta mali Aphrodite’ye bağlanan insanın kendisi de orta malıdır, her isini rasgele yapar; bu sevgi aşagilik kişilerin sevgisidir. Bu türlüleri kadinlari da delikanlilar kadar severler, sonra da sevdiklerinin bedenlerini canlarindan(ruh güzelligi) çok severler, üstelik de sevdiklerini çogu zaman aptallar arasindan seçerler, çünkü istedikleri arzularini sonuna kadar götürmektir; bu isin güzelligine, çirkinligine bakmazlar.”[3] “En iyi en soylu ve en degerli insanlar, başkalarini çirkin de olsa severler“[4] diyerek sevginin yüksek bir deger oldugunu savunur. Eflatun’a göre düşkün kadinlari seven yani ruh güzelliginden daha çok bedensel hazza önem veren insan, aslinda seven insan değildir. Olsa olsa kendi bedenini seven insandir der. Böylece Sevgiyi ikiye ayırmış olur: bedensel sevgi, ruhsal sevgi… Ruhsal sevgi mistiklerde aşkinligi dönüşür insanla Tanri’nin buluşması gerçekleşir. Bu sevginin savunucuları mistiklerdir. Bedensel olan sevgi gerçekte sevgi degildir, ilgidir. Beden istediği doyumu gerçekleştirdiğinde sevgi yok olur. Bunu bazilari ” Sevmek dokunmaktir” cümlesiyle ifade ederler. Eflatun Sevgi’yi düzenli, ölçülü olmasindan yana tavir koyarak sevgi de akil arar gibidir. Buna karşin mistiklerin aşk anlayişinda ise, aşk gaflet halidir. Deli, mecnun ve askın bir şekilde kendinden geçer. Özellikle Müslüman mistiklerin aşka bakişi böyledir.”Aşk sarhosluktur” diye ifade edilir. Eflatun’da ise, iki ayri parçanin bitismesidir ask. Yunan efsanelerine dayanarak anlattigi hikâyede geçmiste tek parça olan insanoglu, dişilik ve erkekligi tek bünyede bulunduruyormuş. Daha sonra üçe bölünerek kadin, erkek ve hem kadin hem erkek bir varlik olarak üçe ayrilmiş. Parçanin erkek ve dişisinin birbirinin arayışinin adı aşk olmuş. Netice olarak sevgiyi bütün boyutlariyla ele alan Eflatun, sanat sevgisinden, kadin erkek sevgisine, erkeğe duyulan sevgiden, orta mali kadinlara duyulan sevgilere kadar bütün sevgi çeşitlerini derinliğine irdeler, öğrencileriyle tartişir. En geniş anlamiyla der: “Sevgi, her iyi olani ve bizi mesut edeni arzulamaktir.”