12 Temmuz 2010 Pazartesi

İnsan Davranışın Kronolojık Değerlendirilmesi

( FELSEFEYE DAYALI PSIKOLOJI – FELSEFİK PSİKOLOJI )


Günümüzde, adından söz edilen düşünce ekollerin tarihine baktığımızda 1825’ den, 2025’ e kadar ortaya düşünce ekoller öne sürülmüş, her biri tarihsel açıdan ele alınmıştır. Her bir düşünce ekolün uygulamasının yükselişi ve çöküşü o zamanki yasam tarzına ve bölgesine, ( sosyal ilişki, iklim koşulları v.s) bununla birlikte insan ihtiyacına göre tasarlanmıştır. Şimdiki zaman sürecinde insan doğasını anlama çabası, çok sayıda düşünce ekollerine başvurularak tasvir edilmeye ve anlamdırılrmaya çalışılmaktadır. Şunu anlıyoruz ki hala tam anlamıyla bütünleştirici bir düşünce ekolü öne sürülememektedir.

Günümüzdeki yasam felsefesinden yola çıkarak yeni bir düşünce ekolu üzerinde çalıştım. Bu düşünce ekolun amacı bir bütünleştirici olarak insan doğasını anlama çabası, bir sistematik küme çerçevesi içinde; zihinsel, sosyal, politik, propaganda ve ekonomik atmosfer sistemi ile göz önünde bulundurarak ele almasıdır. Bahsettiğim düşünce ekolunun ismi felsefe olarak psikolojidir.

İnsanların günlük yaşamlarında kendi içinde, sosyal ilişkide ve hayatı anlamdırma algılamaları, felsefe olarak psikoloji üç asamadan ibaret olduğunu savunuyor. Bunun içine organik rahatsızlıkta, biyolojik ve fizyolojik durumu da içeriğine katmaktadır. Eğer felsefe olarak psikolojiyi tanımını yaparsak;

İnsanlar;
- Düşündüğü kadarıyla tutum ve davranış sergilerler,
- Düşündüğü kadarıyla karşısındakini tasvir eder,
- Düşündüğü kadarıyla atıfla bulunur,
- Düşündüğü kadarıyla kendini geliştirebilir,
- Düşündüğü kadarıyla öğrenir ve koşullanır,
- Düşündüğü kadarıyla iletişime geçer,
- Düşündüğü kadarıyla kendini tedavi eder,
- Düşündüğü kadarıyla duygularına hükmeder,
- Düşündüğü kadarıyla dürtülerine hükmeder,
- Düşündüğü kadarıyla eski yaşantılarını ortadan kaldırır,
- Düşündüğü kadarıyla öfke saçar veya kontrol eder,
- V.s
Yukarda ki tanımın özetini yaparsak; insan düşündüğü gibidir. Bu tanım organik rahatsızlığı sahip olan, otızım, zihinsel özürlü, down sendromu v.s. olan kişiler, içinde kendi çapında ne kadar düşüncelerdeyse o şekilde kendi hayat felsefelerine hükmederler.

Biliyoruz ki insanlar öğrenmeye doyumsuzdur. Tabı bu nasıl bir şekilde uygulandığına bağlıdır. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki insan ana rahminden itibaren başlıyor öğrenmeye ve hayatın felsefesini oluşturmaya. Ana rahminden sonra ki süreçlerde de hayatta ki zihinsel süreçlerini saplantılaştırmaya, yetersiz mukayese etmeye, boyun eğmeye, korkuya, suçluluk duygusu v.s içerikleriyle; kuşak döngüsü, ailesel ve çevresel etkenler tarafından oluşturulmaktadır. Bununla birlikte, eğitim, kültür, toplum, inanç, kitle iletişim, propaganda, zekâ, bilişsel kabiliyet v.s düşüncelerin yordamlaşmasında, benimsenmesinde ve uygulamasında büyük bir etkisi vardır.

Etki ve tepki olayından bahsetmiyorum. Bu etkileşimi nasıl bir şekilde özümsemenden bahsediyorum. Düşündüğün kadarıyla etkisi altındasın, sen yönlendiriyorsundur. Bunu ya doğru olarak özümser düşüncene geçirir ya da yanlış bir şekilde. Şimdi felsefe olarak psikoloji aşamalarını örnekle açıklayalım;

Yemeğe salça atacaksın bunun için gerekli olan düşüncen zihninde harekete başlıyor, yanı; yordamlaşma ( düşünme)( 1. aşama);
- Yemeğe çok güzel renk verecek
- Yemeğe tat verecek
- Yemekteki gıdalarla uyum içinde olacak
- Annem salçayı kullanırdı
- Televizyonda aşçı kullanırdı
- V.s
Yukarıda da görüldüğü gibi yordamlaşma senin nasıl bir şekilde zihinsel süreçten geçtiğine bağlı, bu durum ya annenin yemeklere salca attığından dolayı atıyorsundur ya da bunun sonucuna sen düşünsel( mantıken) acıdan ulaştın. Şayet, sendeki düşünce yetersizliğinden dolayı kaynaklanan durum varsa değişik bir durum sergileyeceksin ya da salça olayını doğru bulmayacaksın. Peki, bu değişik düşünce süreç ne olabilir? Salca ağır bir gıda olduğundan bende gastrit yapabilir diyerek( mide yangısı) yemeklerde kullanmamaya dikkat edeceksin ya da az kullanacaksın.
Davranışın aşaması ilk seans da tamamlanmıyor tabı ikinci asamaya yanı benimseme(özümseme-kabul etme) ( 2.aşama) geçiyor. Bu süreç de kendi içinde oluşabilmesi için zihinsel süreçten geçiyor;


- Mantıklı
- Uygun
- Lezzetli olacak
- V.s
Benimseme süreci daha çok uygunluk içersinde yoğunlaşıyor. Yukarıda bahsettiğimiz benimseme süreçlerini kabul ediyorsun. Durumun konumuna göre gidişat değişebiliyor ve böylelikle üçüncü asamaya yöneliyorsun.

Uygulama( faaliyete geçirme-eylem);
- Rahatlaman için eyleme geçirmelisin
- Kendini mutluluğa yönetmelisin
- Günlük aktiviteni yapmalısın
- Üretkenliğe doymalısın
- V.s
Uygulama, 1 ve 2. aşamaların vermiş olduğu sistematik içersinde ki düşünceleri tamamlamalı ki kişinin dünyada var olduğunu düşünsün. Artık yemeklerde salça kullanılması gerektiğini bu üç asamadan ulaştıktan sonra, bir dahaki yemeye salca atma davranışı bu asamadan geçmeyecektir. Otomatımken davranışı sergileyecek. Bu duruma durağan olarak nitelendirdim. Bu davranışı( yemeğe salca atma davranışı) tekrar uyguladığında felsefık kabullenme olarak adlandırdığım durum ortaya çıkacaktır.

Karsımızda bir masa olduğunu farz edelim (metafizik). Gördüğün masa ilk asama yordamlaşma içersinde yoğunlaşıyor. Bu masayı nasıl bir şekilde düşündüğüne bağlı olduğundan yordamlaşmanı faaliyete geçiriyorsun;
- Masada ders çalışılıyor
- Masada yemek yeniliyor
- Gerekli olan ihtiyaçları gidermede kullanılıyor
- V.s
İkinci aşamada ise benimsemen birinci aşamadaki yordamlaşma vasıtasıyla gerekli olan mevcut düzeneği kabullenerek üçüncü aşamanın temelini atıyorsun. Gerekli olan aşamaları tamamlamak ve dünyadaki görevini tam yerine getirmek için bu davranışı eyleme geçirmen gerekli. Böylelikle, uygulayarak son hamleyi yerine getiriyorsun.
Ayhan yolun karsısındaki bahçede arkadaşlarıyla birlikte top oynamakta. Bir anda top yola doğru yöneldi. Ardından da Ayhan hareketlendi. Bu sırada Ayhan topun arakasında koşarken ne gibi yordamlaşma içersinde.
Ya topa doğru yönelmiş topu alacak ya da dikkat etmeli ki her an araba karsıma çıkar ezilebilirim. Ya da bunların hiç birini düşünmeden farklı bir yordamlaşmayla davranışı sergileyecek. O esnada onun için makul olan yordamlaşmayı kabul etmeli benimsemek için ve ardından da uygulamaya geçirecek. Şayet daha önceki öğretim koşullama vasıtasıyla ebeveyn tarafından ona dikkatli olması uyarımı düşünce mekanizmalarına yerleştirilmişse (durağan) Ayhan farkında olmadan dikkatli olacaktır. Bu davranışın uygulanması felsefik kabullenmedir. Etrafta ki etkenlerin etkisi altında kalıp yordamlaşma değişikliği yasayıp farklı davranış da ortaya çıkabilmektedir.


Yukarda bahsedilen düşünce ekolu genelleme yapılarak insan hayatındaki bütün alanlara yayılabilir, davranışların nasıl oluştuğunu açıklayabiliriz. Bu durum her kesime hitap etmekle kalmıyor( çocuklara, yetişkinlere, yaslılara, homoseksüellere v.s) hayvanlar içinde geçerlidir.
Algılanan dünya hızla gelişmektedir. Bundan dolayıdır ki gidişata ayak uydurmamız için düşüncelerimizde aynı şekilde gelişmektedir. Yaşam standartların yükselmesi, haberleşmenin yangınlaşması, kitle iletişimde büyük gelişmeler olması v.s düşüncelerde antrenmanlık rolü oynadığı için yordamlaşmada, benimsemede, uygulamada büyük etken olduğu kesindir. Yeni olan her şeyin arkasından gitmek insanı kendisinden uzaklaştırıyor duygu ve dürtüleriyle hareket etmesine sebep olmaktadır.
Beden ve ruh ilişkisi münasebetinde ruhun felsefeye dayalı psikoloji görevini yapmada ve bedeni yönetmektedir. Madde bağımlılığını göz önünde bulundurursak ruh düşünüyor, bedenine sırın kayla maddeyi enjekte ediyor. Beden, tamamıyla ruhun etkisi altında kalıp, ruhun verdiği talimatı yerine getirmektedir. Bu durum kışının nasıl bir şekilde felsefe dayalı psikoloji içindeyse onu iyiye kullanabilir ya da kötüye kullanabilir.
Felsefe olarak psikoloji günlük hayatımızda faaliyetlerini göstermektedir. Bu durağanlaşmış şekilde olarak felsefi kabullenmeyi açığa çıkartıyor olur ya da o esnada felsefe olarak psikolojiyi gerçekleştiriyordur.