28 Ağustos 2010 Cumartesi

Mitolojik Tanrı "Zeus"

Tanrıların en büyüğüdür.Rheia ve Kronos'un oğludur.Gaia ve Uranos torunlarından birinin ölümsüzler arasında kral olacağını söylediği için. doğan tüm çocuklarını yer Kronos.Rheia Zeus'u doğuracağı gün Girit'e kaçar ve orda İda Dağı'nda bir mağarada doğurur.Kronos'a da bir bez içine taş koyup verir.Kronos Taşı yutar ve hiç bir şeyin farkına varmaz.Daha sonra Zeus babası Kronos'u yener ve kardeşlerini kusturur.Böylece üçüncü kuşak tanrıların Olymposluların hakimiyeti başlamış olur.Zeus'un Kardeşi Hades'e yer altı dünyası,Poseiodon'a Okyanusların hakimiyeti,Zeus'a Göklerin hakimiyeti düşer.Zeus Yağmur yağdırır,gökleri gürletir,şimşekler çaktırır.Troia Savaşı'ndaki rolü çok büyüktür.İda Dağı'nın tepesinde yönetir Troia Savaşını.Herşey onun buyruğuyla olur.Bazen Akhalar üstün bazen de Troialılar.Zeus buyruklarını Kartalının aracılığıyla iletir insanlara.Kartalın uçuşuna göre iyiye veya kötüye yorulur buyruk.Akhalar kötü durumdayken şöyle yalvarır Agemmemnon Zeus'a:

"Böyle dedi,Zeus acıdı onun gözyaşına
yok olmasın istedi ordusu,işmar etti,
gönderdi kartalı,kuşların en şaşmaz olanını
bir yavru geyik vardı kartalın pençesinde,
kartal attı onu Zeus'un güzel sunağı önüne,
orada Akhalar her şeyi bilen Zeus'a kurban keserlerdi
Anladılar Zeus'tan geldiğini görünce kuşu,
Saldırdılar Troyalılar doludizgin
hepsinin savaştaydı aklı,fikri."

Zeus Adaletli bir düzenin kurucusu ve koruyucusu sayılır.İlyada'nın son bölümünde Akhilleus,oğullarını kesip öldürdüğü Kral Primos'un korkusuzca bir gece vakti Akha Gemilerine gelip oğlu Hektor'un cesedini istemesi üzerine Akhilleus şöyle der:

"Talihsiz adam,ne acılar çekmiş yüreğin!
Nasıl göze aldın gemilere gelmeyi tek başına,
Nasıl göze aldın benim gözüme görünmeyi?
ben ki öldürdüm nice soylu oğullarını senin
demirden bir yürek varmış göksünde.
Hadi gel,otur şu iskemlenin üstüne,
uyusun bağrımızda acılar
ne yapalım yasımız çok büyükse,
ne çıkar yürek donduran iniltilerden!
Talihsiz ölümlülere tanrılar şu kaderi dokudu:
Yaşayacak insanlar acı içinde.
Ama ölümsüzlerin hiç bir kaygısı yok.
iki tane küp durur Zeus'un eşiğinde,
biri iyi biri kötü bağışlarla dolu.
Zeus karıştırır bunları,sunar ölümlülere,
iyisinden de kötüsünden de pay alır insanoğlu
ama yalnız kötü bağıştan pay alırsa bir adam ,
yoksul olur,hor görülür,
zorlu açlıkla sürünür tanrısal toprağın üstünde,
tanrılar,insanlar dönüp de bakmaz yüzüne."

Zeus tüm bunlara rağmen evrende tek hakim değildir.Bunu Troya Savaşı'nda oğlu ve çok sevdiği Sarpedon'unun Patrakios'la teke tek döğüşünde,Sarpedon'un güç durumda kalmasına rağmen ona yardım edememesinden anlıyoruz.Troya Savaşı'nda Hektor'la Akhilleus teke tek döğüşür.Hektor uzun bir süre dayanır Akhilleus'a karşı.Ama sonunda dayanamaz geri kaçar.Troya Surlarında bir kovalamaca başlar Hektor'la Akhilleus arasında.Bütün bunları izleyen Zeus Hektor için üzüldüğünü söyler.Bu sırada Zeus'un kızı Athena çıkışır babasına.Ve Hektor'un ölümlü bir adam olduğunu ve ölümüne izin vermesi gerektiğini söyler.SOnra Zeus Athena'nın Hektor'a kurduğu tuzağa ve Apollon'un Hektor'u kaderine bırakmasına izin verir.

7 Ağustos 2010 Cumartesi

İç Sesimi Dinlemeyi Ve Kendime Güvenmeyi Öğrendim

Kıskanılan ve arkasından iş çevrilen insan olmak iyi mi yoksa kötü müdür? Bir de desteğin olduğunu düşündüğün kişinin, seni gerçekten sevdiğini söyleyen kişinin de bunlara inanması nasıldır? Senin yüzüne bakıp, seni sevdiğini söyleyip diğerlerine de aynı şekilde davranması....
Bunları daha yeni görüyorum... ne zaman biliyor musunuz? yalancıların mumu söndüğünde ve herşey ortaya çıktığında... yalancılar hayatta hep vardır ve olmalıdır da, kişi kendisinin ve hayata bakışının değerini ve anlamını o zaman görebiliyor .Kalbinin derinliklerinde bir sızı yapan şey ise yanındakinin bunlarda parmağının olduğunu görmektir.
İnsanın kendisinden başka dostu yoktur bunu hayatımda bir kez daha anladım. İçinden gelen ve gibi hissetiğin doğrudur, başkaları ne derse desin. Anlamsız da olsa o doğrudur. Anlamlı olacağı zaman gelecektir. Anlamsız olduğunu söyleyenler sadece yalanlarının ortaya çıkmaması için seni kandırıyorlardır.

İçindeki sesi dinler ve ona güvenirsen herşeyi başarabilirsin. Çevrendeki yalanları daha net görürsün... Bu acı verse de inanmak istemesen de bunları görmek senin daha da başarılı olmanı sağlar.
Eğer iç sesini dinleyip ona göre yaşarsan hayatını, ne kadar üzülsen de iç huzurun hep olur. Acıları film izler gibi izlersin ve biter. Sızı hissedersin, geçer.
İçindeki enerjini kullanmaktır bu. İçindeki başarabilme, mutlu olabilme, huzuru bulabilme, zorlara dayanabilme, çözüm bulabilme gücünü kullanabilirsin.
Başkalarının desteğine değil sadece ve sadece kendine güvenerek... Ben bunu öğrendim, yanımdakilerin destek olduklarını düşündüklerimin aslında gerçek olmadıklarını gördüm.

İçindeki ses tek dostundur. Öyle ki, gerçeklerin farkına vardığım zaman adalet yerini bulmuştu, beni korumuş zor dönemlerde bir de gerçekleri görüp daha da zorlanmamı engellemiş, dayanabileceğim ve mücadele edebileceğim zaman görmeme yardım etmiş.
Kendinize güvenin ve içinizden geldiği gibi davranın herşeyin dengesi vardır ve yolunu bulacaktır. İç huzuru ve güveni hiç kaybetmeden sadece bekleyebilmektir zorlukları yenmek. beklemek. farkındalığını koruyarak beklemek. hazırlığını yaparak beklemek, sabretmek. Zamanı geldiğinde taşlar öyle güzel yerine oturuyor ki.. Gücünü öyle güzel gösteriyorsun ki çevrene.. Başarının resmidir bu.. Yaşamla barışık olmanın ödülüdür bu..

Kendinize saygınızı kaybetmeden, zor dönemlerde iç huzurla bekleyerek herşeyin üstesinden gelebilir, başarılarınızın resmini görebilirsiniz.

Bilge Aristo'dan Öğütler

Bilmelisin ki, güzel bir anı bırakmanın ve Yüce Yaratıcı’nın hoşnutluğuna ermenin dışında, senin için başka bir değer yoktur. O’na tutunacak olursa, seni herkesin şerrinden korur.

Bilmelisin ki, sen kötü oldukça halkını düzeltemezsin. Sen azgın ve sapık oldukça onlara doğru yolu gösteremezsin. Kör olan nasıl yol gösterebilir! Fakir olan nasıl zengin edebilir! Aşağılık biri nasıl yüceltebilir! Zayıf olan nasıl güçlü kılar!

Sorumluluğunu üzerine aldığın kimseleri düzeltmek istiyorsan, önce kendinden başla. Başkalarının ayıbını gidermek istiyorsan, önce kendi kalbini o şeyden temizle. Kendin kirli iken başkasını temizleyemezsin. Bu doktorluk iddiasında bulunan birinin aynı hastalık kendisinde bulunduğu halde başkasını tedavi etmeye kalkışması gibi olmayacak bir şeydir. Sözünle davranışın, içinle dışın birbirine uymadıkça güzel sözlerle dinleyicilere bir şey verdiğini sanmayasın ha!
Bilmelisin ki, insanları ıslah etmek için dürüst idarecilerden daha iyisi, kendilerini ve başkalarını bozmak için yine idarecilerden daha kötüsü olamaz. İdarecinin halkla olan ilişkisi ruhla ceset arasındaki ilişki gibidir, ruhsuz cesette hayat yoktur.
Kanunları uygulamaya çalış, çünkü sürekli huzur bununla sağlanır. Azgınlıktan sakın, çünkü gücünü tüketip bitirir. Kendini beğenmişlikten sakın. Zira bu durum erdemle bağdaşmaz.

Bilmelisin ki, bozguna uğramanın başlıca sebebi kibirlenmektir. Doğruluk yaratıkların yaşama güvencesidir. Yalan bir hastalıktır, yakalanan bir daha kurtulamaz. Ölümü gözü önünde bulunduran kendini ıslah eder. İnsanlara yüzsuyu dökmek yok mu, işte küçük ölüm odur.
İskender'e şöyle yazmıştı: "Halka iyi davran ki sevgisini kazanasın. İyilik ve sevgiye dayanan yönetim, baskı ve zulme dayanandan daha devamlıdır. Bilmelisin ki, sen sadece bedenlere hükmedebilirsin, ama iyilik yaparak gönüllere hükmetmeye bak." Yiyip içtikleri şeylerle övünen bir topluluk görmüş, "Bırakın böyle şeyleri, bunlar bayağılıktır, edebinizle övünün, edep şereftir" demiştir.

İlimden başka her şeyin azı çoğundan daha hafiftir, oysa ilim arttıkça taşıması kolaylaşır. İlim aklın kılavuzu, akıl ise iyiliğin komutanıdır. Kişinin dili aklının kâtibidir, akıl neyi yazdırırsa dil onu söyler. A1tın ateşte eritilerek saflaştırıldığı gibi, kişi de mesleğinde pişerek olgunlaşır.
Her şeyin yenisi iyidir, ama sevginin eskisi daha iyidir. Kişinin bilmediğini öğrenmesine engel olan şey, bildiğinden az yararlanmış olmasıdır. Yaptığı işten zevk alan yani severek yapan adam, bu konuda önüne çıkan engellere de katlanmasını bilir. İlmin yararını gören adam, daha çok öğrenmek için güçlüklere göğüs gerer.