18 Mayıs 2010 Salı

1)Einstein'dan 10 hayat dersi... 2)ÖĞRENME BOZUKLUĞU 3)ÇOCUKLARA KİTAP OKUMAYI NASIL SEVDİRİRİZ?

Einstein'dan 10 hayat dersi...

Albert Einstein çoğu insan tarafından dahi olarak görülür. Şu ana kadar yaşamış en etkili bilim insanı olmanın yanında teorik fizikçi, filozof ve yazardı. Bilime birçok katkı sağlamış Einstein’ın başarı sırlarını merak ediyor musunuz? İşte Einstein’dan 10 hayat dersi…

1. Merakınızın peşinden gidin

‘Benim özel bir yeteneğim yok. Yalnızca tutkulu bir meraklıyım.’


Sizin merakınızı çeken nedir? Neyi en çok merak ediyorsunuz? Benim merak ettiğim neden bazı insanların başarılı olup bazılarının olamadığıdır. Bu yüzden yıllarca başarı üzerine çalıştım. Merakınızın peşinden giderseniz başarıya ulaşırsınız.


2. Azim paha biçilmezdir


‘Çok zeki olduğumdan değil, sorunlarla uğraşmaktan vazgeçmediğimden başarıyorum.'

Belirlediğiniz yolun sonuna ulaşacak kadar sabırlı mısınız? Posta pullarının gideceği yere varasıya kadar mektuba yapışıp kalmasından ötürü çok değerli olduğu söylenir. Posta pulu gibi olun ve başladığınız işi bitirin.


3. Bugüne odaklanın


‘Güzel bir kızı öperken düzgün araba kullanan birisi, öpücüğe hak ettiği dikkati vermiyor demektir.’


İki atı aynı anda süremezsiniz. Bir şeyler yapabilirsiniz ama her şeyi yapamazsınız. Şimdiye odaklanın ve bütün enerjinizi şu anda yaptığınız işe verin.


4. Hayal gücü güç verir


‘Hayal gücü her şeydir. Sizi bekleyen güzelliklerin önizlemesi gibidir. Hayal gücü bilgiden daha önemlidir.’


Hayal gücünüz geleceğinizi belirler. Einstein şöyle der: ‘Zekanın gerçek göstergesi hayal gücüdür, bilgi değil’. Bu yüzden hayal gücünüzün hantallaşmasına izin vermeyin.’


5. Hata yapın


‘Hiç hata yapmamış bir insan yeni bir şey denememiş demektir.’


Hata yapmaktan korkmayın. Eğer nasıl okuyacağınızı bilirseniz hatalar sizi daha iyi bir konuma getirebilir. Başarılı olmak istiyorsanız yaptığınız hataları üçe katlayın.

6. Anı yaşayın

‘Ben geleceği hiç düşünmem, ne de olsa gelecektir.’

Geleceği ayarlamanın tek yolu olabilidiğiniz kadar şimdide olmaktır. Şu anda dünü ya da yarını değiştiremezsiniz. Önemli olan tek an şimdidir.


7. Değer yaratın
‘Başarılı olmaya değil, değerli olmaya çalışın.’
Zamanınızı başarılı olmak için harcamayın, değerler yaratın. Eğer değerli olursanız başarı kendiliğinden gelecektir.


8. Farklı sonuçlar beklemeyin
‘Delilik: Aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemek.’

Hergün aynı rutinde yaşayarak farklı görünmeyi bekleyemezsiniz. Hayatınızın değişmesini istiyorsanız kendinizi değiştirmelisiniz.

9. Bilgi deneyimden gelir


‘Bilgi malumat değildir. Bilmenin tek yolu deneyimlemektir.’

Bir konuyu tartışabilirsiniz ama bu size sadece felsefi bir anlayış kazandırır. Bir konuyu bilmek istiyorsanız onu deneyimlemelisiniz.

10. Kuralları öğrenin, daha iyi oynayın
‘Oyunun kurallarını öğrenmek zorundasınız. Böylece herkesten iyi oynayabilirsiniz.’


Yapmanız gereken iki şey var. Birincisi oynadığınız oyunun kurallarını öğrenmek. İkincisi ise oyunu herkesten iyi oynamayı istemek. Bu iki şeyi yaparsanız başarı sizinle olur!




ÖĞRENME BOZUKLUĞU 

Öğrenme bozukluğu nedir?


"Mert 1. sınıfa başlamıştı. Sınıftaki öğrencilerin bir çoğu Deniz öğretmenin tahtaya yazdığı yazıları defterine geçiriyor, yazılarını bitiriyordu. Mert sınıfta çoğu kez geri kalıyordu. Herkes teneffüse çıkarken o yazısını tamamlamak istiyor ama bitiremiyordu. Evde, anne babası defterindeki eksikleri görüp neden yazmadığını sorunca elinin ağrıdığından, gözünün acıdığından şikayet ediyordu. Üstelik el yazısı yazmakta çok zor bir işti. Harfleri okurken sık sık karıştırıyordu. Sanki her şey ters dönmüş gibiydi; b’leri d diye okuyor , 2’yi S gibi yazıyordu. Sonunda Deniz öğretmen anne ve babasını okula çağırdı ve onlara Mert’in isminin yazılı olduğu bir kağıt gösterdi. ‘T?EM’


Bu örnek doğrultusunda öğrenme bozukluğunu şöyle tanımlamak mümkün: Zekası normal ya da normalin üstünde olmasına ve standart eğitim almasına rağmen okuma, matematik ve yazılı anlatımında kendinden beklenen-yaşına uygun başarıyı gösterememek. Ancak öğrenim bozukluğu geniş bir alan. Uzmanlar, genel olarak üçe ayırıyor; Okuma bozukluğu (disleksi), yazma bozukluğu ve matematik bozukluk. Yani bazı çocuklar okumakta zorluk çekerken, bazıları yazmakta, bazıları ise matematik işlemi yapmakta zorlanıyor.


Ne zaman, nasıl fark ediliyor?


Öğrenme bozukluğu genellikle çocuğun ilkokula başladığında okuma yazma öğrenirken zorlanması ile fark edilebiliyor. Ancak ilkokul döneminden önce de bazı belirtileri gözlemek mümkün. Bu çocukların gelişim dönemlerinde bazı gecikmeler olabiliyor. Örneğin; konuşmasında gecikme, emeklemede zorlanma (tek kol ya da bacakla emeklemeye çalışma), ayakkabı bağlayamamak, düğme iliklemeyi öğrenmede zorluk, top oyunlarında başarısızlık, bisiklete binmeyi öğrenme de zorluk, yeni şeyler öğrenmeye merak duymama gibi bazı belirtiler gözlenebiliyor.


İlkokul döneminde ise, daha önce, pek çok anne baba tarafından sıradanmış gibi algılanan bu farklılıklar sorun olarak ortaya çıkıyor. Şüphesiz, birinci sınıftaki çocuklarda, harfleri zaman zaman ters yazma ya da karıştırma, yanlış okuma durumu görülüyor. Ancak her ters yazan ya da zor okuyan çocuğun öğrenme bozukluğu yaşadığını düşünmek de yanlış! Bunun için çocuğa biraz zaman tanımak gerekiyor. Eğer çocuk 1. dönemin sonunda halen okuma yazmada gelişme gösterememiş, hala yazdıklarını karıştırıyor, ödev yapmakta zorlanıyor ya da okula gitmekte isteksizlik duyuyorsa ilk yapılması gereken doğru davranış; bir uzmanın yardımına başvurmak. Çünkü her alanda olduğu gibi öğrenme bozukluğunda da tanı ne kadar erken konulur ve yardım ne kadar erken alınırsa yaşıtlarına yetişme oranı da o ölçüde artıyor.

Tek bir nedeni yok


Öğrenme bozukluğunun nedenini bulmaya yönelik pek çok araştırma yapılmış. Sonuçta, genetik özellikler, bazı nörolojik faktörlerin yanı sıra anne karnında, doğum sırasında ya da doğum sonrası ilk aylarda çocukta beyin hasarı oluşmasının öğrenme bozukluğuna neden olduğu tespit edilmiş. Özellikle ailede öğrenme bozukluğu sorunu varsa, kalıtsal olarak bu sorunun ortaya çıkma ihtimali güçleniyor. Öğrenme bozukluğu cinsiyete göre de farklılaşabiliyor. Araştırmalar, erkeklerde kızlara göre 3 ile 10 kat fazla görüldüğünü gösteriyor.

Erken tanı önemli


Her sorunda olduğu gibi öğrenme bozukluğunda da erken tanı koymak çok önemli. Ancak bu tanının mutlaka bir uzman tarafından konulması gerekiyor. Oysa, pek çok aile bazen bilgisizlikten bazen de ‘geçici’ olduğunu düşündüklerinden, bir uzmana başvurmayı geciktiriyor. Böyle durumlarda, çocuk, daha ileri sınıflara kadar idare etse de, dersler zorlaştıkça, sorun büyüyor. Bazen de kalabalık sınıflarda sorun fark edilmiyor. Bazı durumlarda ise, anne babaların sorunu kabullenmek yerine kendi buldukları çözümlerle devam etmeleri ya da sorunu yeteri kadar tanımadıkları için çocuğun “inat olsun” diye aynı hataları tekrarladığı gibi yanlış düşünceler nedeniyle sorun, ileri yaşlara kadar taşınıyor.


Yardım almak için uzmana başvurulduğunda; anne babalardan ve öğretmeninden bilgi alındıktan sonra çocukla görüşülüyor ve gerekirse tanı amaçlı testler uygulanıyor. Test önemli bir veri. Tanı konulan çocuklarda, sorun oluşturan alanlarını geliştirmeye yönelik olarak eğitim çalışmaları yapılıyor.


Öğrenme bozukluğunun belirtileri


Dikkatlerini yaptıkları işe verseler bile anlamakta ve öğrenmekte zorlanırlar.


Yazarken ya da okurken harfleri karıştırırlar, harf, hece atlar, ters okur ya da yazarlar. (b yerine d, ev yerine ve gibi)




Öğrendiklerini ya da söylenenleri hatırlamakta güçlük çekerler.


Yazıları, okumaları bozuktur, okuma ve yazma hızları düşüktür.


Problem çözerken adımların sırasını karıştırırlar.


Matematik terimlerini, kavramları ve işlemleri anlama ve adlandırma da güçlük çekerler.

Çarpım tablosunu öğrenmede ve hatırlamada zorluk çekerler.

Okurken gözlerinin ağrıdığından şikayet ederler.


Sağ-sol, alt-üst gibi kavramları karıştırırlar.

Zaman kavramlarını (dün-bugün-yarın-ay-hafta-gün-saat gibi) karıştırırlar.

İmla kurallarını unuturlar.

Yaptıkları bir hatayı defalarca tekrarlar.

Destek Olun!

Anne babanın tedavi aşamasında en büyük destekleri öncelikle farklı algılayan bir çocukları olduğunu kabul etmeleri. Çünkü çocuğun okuma ya da yazma alanında sorununun olması onun her alanda başarısız bir birey olduğunu göstermez. Eğer öyle olsaydı disleksi sorunu olan Leonardo da Vinci, Walt Disney, Churchill, Albert Einstein, Agatha Christie ya da Thomas Edison başarılı olabilirler miydi? Öğrenme bozukluğu olan çocukların bir çok alanda yaratıcılıkları olabileceğini bilmekte yarar var. Bu yüzden anne babalara ve öğretmene düşenler; çocuğun iyi ve güçlü olan yönlerini belirlemek ve yönlendirmek. Bunu nasıl yapabilirim diye düşünüyorsanız, aşağıdaki önerileri uygulamaya çalışın.
Çocuğunuzu olduğu gibi kabul edin. Ders başarısı düşük olsa bile aslında zeki ve değerli olduğunu ve onu sevdiğinizi hissettirin.


Başarması için baskı yapmak yerine destek olun.


Onu çevrenizdeki başka çocuklarla kıyaslamayın.

Başarması için küçük görevler vererek başarıyı tatmasını sağlayın.

Daha önce öğrendiklerini sık unutuyor ya da karıştırıyorsa sinirlenmeyin.


Okumada zorlanıyorsa siz okuyun, ona anlatması için yardımcı olun.


Gerektiğinde öğretmenine yardımcı olmak için okumakta zorlandığı tarih, türkçe, hayat bilgisi gibi dersleri siz okuyup anlatmasına yardımcı olun.


Sınıfta öğretmeni ve tahtayı yakından izleyip, rahat duyabileceği bir yerde oturmaları da öğrenmelerine yardımcı olacaktır.

Çocuğunuzda öğrenme bozukluğu olduğu halde bir uzman desteği alınmadığında okul yaşantısı boyunca pek çok sıkıntı yaşayacak.Derslerin bir çoğu ile başetmekte güçlük,bitmek bilmeyen ödevler,başarısızlığa bağlı olarak ortaya çıkan güvensizlik ve kaygı sorunları,sosyal becerilerde eksiklik....

Okul yaşantısının bitmesi ile sorunlar sona ermeyecek.Yetişkinlik döneminde de sorun devam edecek.Çevrenizde sağını solunu karıştırdığı için adres bulmakta güçlük çeken,telefon numaralarını,isimleri hatırında tutmakta zorlanan,saati bir türlü tam öğrenemeyen ve her zaman gideceği yere geç kalan,bazı kelimeleri yanlış kullanan bir tanıdığınız yok mu ?


ÇOCUKLARA KİTAP OKUMAYI NASIL SEVDİRİRİZ?

Fazla çaba sarf etmeden eğlendirip, bilgilendiren televizyon, bilgisayar gibi teknoloji harikası iletişim araçları ile görsel cazibesi yüksek, oyalayan ve eğiten bir çok oyun ve oyuncak arasından çocuklara kitabı sevdirmek günümüzde artık daha zorlaşmaktadır. Bu kadar uyarana sahip olmadığımız 20-30 yıl öncesinde tercih ettiğimiz, doğum günlerinde hediye olarak seçtiğimiz kitaplardı. Şimdi ise çocuklar klasik roman kahramanlarını değil, çizgi film kahramanlarını daha iyi tanıyorlar.



Bebeklikten başlayarak çocukları renk, çizgi ve sözcüklerle tanıştıran, anadilini öğrenmesine yardımcı olan kitaplar, hem görsel, hem de dilsel özellikler ile çocuğun oynama, eğlenme, görme, duyma, dokunma yoluyla tanıma ve keşfetme gereksinimlerini karşılayan, duygu ve düşünce dünyasını besleyen, yaratıcılık ve hayal dünyasını geliştiren araçlardır.


Çocuk okuma alışkanlığını öncelikle ailede, sonra da okulda kazanır.Ebeveynler kitaba değer veriyorsa, düzenli olarak okuyorsa çocuklarının okumaları için de model oluyorlardır.Çocukların kitabı sevmeleri, bebeklikten itibaren anlama, algılama, fiziksel, zihinsel ve psikolojik durumuna ait gelişim özelliklerindeki ilgi ve beklentilerine göre sağlanabilir.


Çocuk kitap ilişkisi çocuğun okuma yazmaya başlamasından çok önceki bebeklik döneminden itibaren başlar. Bu nedenle kitapla ilk tanışma bu dönemlerde başlamalıdır.


Yaş dönemlerine göre kitap özellikleri şu şekildedir ;


0-3 yaş


Müzikli, sesli


Dokunsal alanını uyaran


Tanıdık nesnelerin olduğu


Parlak renkli


Az kelimeli ve bu kelimelere ait bol resimleri olan(hayvan, eşya gibi)


Kolay yıpranmayacak kalitede

Ellerinin boyutuna uygun olmalıdır.


Bu resimli kitaplara dokunma elde tutma ile süreç başlar. Çevreyi tanımasına, çevreyle ilişki kurmasına, dilinin gelişmesine, algılama kapasitesinin artmasına yardımcı olur.

3-5 yaş

Kahraman figürleri olan masallar


Tanıdık durumların anlatıldığı, yaşama ait


Nesneleri sınıflandırabileceği

İyi resmedilmiş


Hayal gücünü harekete geçiren metinlerin önem kazandığı


Konuları sade, resimleri öyküyü anlatacak güçte olmalıdır.


Çocuğa okunan kitap, kavramsal gelişimine ve anlama becerisine katkı sağlar. Bilişsel gelişimine ve kişiliğin temellerine katkı yanında öğrenme isteğini ve merakını tatmin etmeye, soru sormaya teşvik etmeye yardımcı olur.

5-8 yaş

Güçlü hikayeleri olan


Kavram ve dil yönünden gelişmiş


Karakterleri güçlü


Sadece iyi ve doğruyu değil, kötü-yanlış karakterleri de içeren


İçinde bilinen kelimeleri içeren


Gerçek hikayelerden alıntıları olan


Yeni bilgiler öğreten, eğitici


Okumayı yeni öğrenenler için kısa ve büyük yazılarla yazılmış


İlgi alanına giren kitaplar olmalıdır.


Hayal gücünü kullanarak yorumlar yapmaya, yeni şeyler denemeye, duygu ve düşüncelerini tanımaya, dilini uygun kullanmaya ve okuyan kişiyle fiziksel ve duyuşsal yakınlaşmayı sağlar.

8-12 yaş


Çocuğun karakter ve zevkine uygun


Sadece mesaj kaygısı taşımayan, beyin fırtınası yapabileceği

Türk dilinin uygun kullanıldığı


Yaratıcılığını kışkırtan, sonunu kendi tamamlayabileceği


Özdeşim kuracağı


İlişkiler konusunda destekleyici, iyinin yanın da kötüye de yer veren


Farklı kültürleri tanıyabileceği, evrensel, iyi çevirisi olan

Duygusal, Macera türü, öğretici ya da mesaj verici özelliği abartılmamış kitapları seçebilirsiniz.

İlgi alanına yönelik her yeni bilgi ve kahraman onu heyecanlandıracak okuma isteğini arttırmaya başlayacaktır. Heyecanlı, maceralı olaylar ya da duygularını bulabileceği kitaplar ilgisini çekecektir.


ÇOCUKLARIN KİTAP OKUMAYI SEVMESİ İÇİN NELER YAPILABİLİR?

Anne Baba olarak siz bir kitap okuyucusu modeli olabilirsiniz.
Kitap okumak için özel zamanlar ayırabilirsiniz .
Kitap okurken mimik ve ses tonunuzu kullanarak, kitaptaki hayal dünyasının içine çekebilirsiniz.
Kitap okumayı sevmek kitabı tanımakla başlar. Kitapçıya giderek kitapları tanıması konunda rehberlik edebilir, onun nitelikli seçim yapmasını sağlayabilirsiniz.

Ona okunan ya da kendi okuduğu kitabı babasına, arkadaşına anlattırabilir, böylece okumanın değerini, aktarma becerisini, başkasıyla paylaşmakla ilişkiyi geliştirmeyi destekleyebilirsiniz.
Özel günlerinde ona ya da arkadaşlarına kitap hediye edebilirsiniz.


Birlikte kitap evleri ve fuarlarına ziyaret yapabilirsiniz.


Günlük gazete, dergi ve sürekli yayınları takip etmesini özendirebilirsininiz.
Odasında kitaplarını koyabileceği bir kitaplık oluşturabilirsiniz.

Kitaplarını arkadaşlarına ödünç vererek, okulun kütüphanesinden yararlanmasını sağlayabilirsiniz.