GÜÇ İÇİMİZDE

Söylenmemiş sözlerin ve açıklanmamış sonların bıraktığı boşluklarda sessiz bir yıkım vardır. Bizi rahatsız eden ayrılığın kendisi değil, kabulün yokluğudur - kapanışın olması gereken yerde uzanan sessizlik. Bu çözülmemiş anlar içimizi derinden oyar, netlikle değil ama zamanla ve kendimizle hesaplaşarak iyileşen yaralar bırakır. Yine de, bu acının içinde kayıp ve dayanıklılık anlayışımızı yeniden şekillendirmek için derin bir fırsat yatıyor. Doğamız gereği hikaye anlatıcılarıyız, hayatımızdaki olaylarda durmadan anlam arıyoruz. Bir ilişki açıklama yapılmadan sona erdiğinde, bu anlatıyı bozar ve bizi geriye kalan parçaları bir araya getirmek için çabalamaya bırakır. Konuşmaları tekrar gözden geçirir, anıları irdeler ve çözülmedeki rolümüzü sorgularız. Ancak gerçekte aradığımız şey yalnızca cevaplar değil, ilerlemek için izin almaktır. Ancak hayat çoğu zaman bu lüksü bizden esirger. Bitmemiş sonlar farklı türden bir öğretmendir. Kontrol yanılsamalarımızı ortadan kaldırır ve bizi belirsizl...