Böyle Buyurdu Zerdüşt - Bir Çığlıktır.
Böyle Buyurdu Zerdüşt Konusu Ve Özet:
Böyle Buyurdu Zerdüşt konusu İçerik olarak üst insan kavramı ve bengi dönüşü Nietzsche mantalitesi ile bizlere yansıtılmaktadır. Üst insan nedir ve oraya ulaşmak için neler yapılması gerektiği de romanda değinilen konular arasında yerini alır. Kitap felsefe dili ile anlatılmaktadır. Böyle buyurdu zerdüşt kitabı Nietzsche tarafından yazılan önemli eserlerden biridir.
Bir düşünür olan Nietzsche’nin 1883 yılında kaleme aldığı Böyle Buyurdu Zerdüşt; kendisiyle ve hayatla yüzleşmesini içerir. Toplumun alışkanlıklarını, yaşayış ve düşünüş biçimini belirleyen gelenekleri cesaretle sorgular. Zerdüşt’ün halka, kendisine, yüce insanlara ve hayvanlara yaptığı bir konuşma serisidir.
YOZLAŞMIŞ İLİŞKİLER
Bilimin geliştiği ve Hristiyanlık otoritesine meydan okunan yıllarda yaşamış olan Nietzsche modern dünya için; varoluş sorunu olan, sıradan yaşayışları olan mutsuz insanlardan söz etmiştir. Yüksek değerleri kaybetmiş insanlığın dünyasını tarifler.
Zerdüşt, günümüz toplumunun bireyleriyle karşılaşınca, sürü insan davranışlarından, kıskançlıklarından, insan olduğunu unutmuş ya da uzaklaşmış, toplumsal yasa ve kurallar karşısında kendini kaybetmiş insanlıkla yüzleşerek onlarla konuşmak ister. Değişebilir olduğuna inanmaktadır. Gerçeklik ve insan kalmanın gereğini konuştukça dışlanır fakat inatla devam eder eylemine.
Yalnız gezerdim; o yanlış yollarda gönlüm neye acıkırdı geceleyin? Dağlara tırmanırdım; kimdi sen değilsen, aradığım dağbaşlarında?
Gürültüler ve gök gürlemeleri ve fırtına sağanakları, bundan, bu sakıngan, kuşkulu kedi dinlenmesinden yeğdir gözümde; kişiler arasında da usul basanlara, yarım yamalak kişilere hınç bağlarım en çok, kuşkulanan, durumsayan, geçen bulutlara.
Yüreklilik en iyi öldürendir: yüreklilik, acımayı dahi öldürür. Oysa acıma, en derin uçurumdur: kişi, hayatı nice derinliğine görürse, onca derinliğine görür acı çekmeyi de.
Ama yüreklilik en iyi öldürendir, saldırgan yüreklilik: ölümü dahi öldürür o; çünkü der: "Bu muydu hayat? Peki öyleyse! Bir daha!"
Akşamları ateşin başına oturduklarında hep beni konuşurlar, ama hiç biri beni düşünmez.
Onlar, gerçekte en çok bir şeyi isterler: kimsenin kendilerine zarar vermemesini. Böylece herkesin hoşuna gitmek, herkesi hoş tutmak isterler.
Ama "erdem" deseler de, ödlekliktir bu.
Ah bu iyiler! İyi kişiler gerçeği hiç söylemezler. Bu türlü iyi olmak, ruh için sayrılıktır.
Baş eğer bu iyiler, teslim olurlar; yürekleri öykünür, canları söz dinler; oysa söz dinleyen, kendini dinlemez!
Her bilgi, tedirgin vicdanın dibinde yeşermiştir şimdiye dek! Parçalayın ey gören kişiler, parçalayın eski levhaları!
Ah, bütün yarım istemleri bıraksanız da, eylemde olduğu gibi, tembellikte de tam kararlı olsanız!
Kimine göre yalnızlık, sayrı kişinin kaçışıdır; kimine göre de, sayrı kişilerden kaçıştır.
Ve kötüler ne kadar zarar verirlerse versinler, iyilerin verdiği zarar en zararlı zarardır.
İyilerin aptallığında dipsiz bir kurnazlık vardır.
İyiler, kendi erdemlerini bulanı çarmıha germek zorundadırlar! Yaratıcıdan nefret ederler en çok, levhaları ve eski değerleri altüst edenden, bozandan, - yasabozan derler ona. Çünkü iyiler, yaratamazlar; onlar hep sonun başlangıcıdırlar. İyiler yalancı kıyılar, yalancı güvenlikler öğrettiler size; iyilerin yalanları içre doğup büyüdünüz siz. Her şey iyiler eliyle baştan aşağı burulmuş, çarpıtılmıştır.
Birçok şeyi yarım yamalak bilmektense, hiç bilmemek daha iyidir! Başkalarının düşünceleriyle bilgelik etmektense, kendi hesabına delilik etmek daha iyidir!
Ben büyük horgörenleri severim. İnsan altedilmesi gereken bir şeydir. Boyun eğmektense umutsuzluğa düşün daha iyi.
Gürültüler ve gök gürlemeleri ve fırtına sağanakları, bundan, bu sakıngan, kuşkulu kedi dinlenmesinden yeğdir gözümde; kişiler arasında da usul basanlara, yarım yamalak kişilere hınç bağlarım en çok, kuşkulanan, durumsayan, geçen bulutlara.
Yüreklilik en iyi öldürendir: yüreklilik, acımayı dahi öldürür. Oysa acıma, en derin uçurumdur: kişi, hayatı nice derinliğine görürse, onca derinliğine görür acı çekmeyi de.
Ama yüreklilik en iyi öldürendir, saldırgan yüreklilik: ölümü dahi öldürür o; çünkü der: "Bu muydu hayat? Peki öyleyse! Bir daha!"
Akşamları ateşin başına oturduklarında hep beni konuşurlar, ama hiç biri beni düşünmez.
Onlar, gerçekte en çok bir şeyi isterler: kimsenin kendilerine zarar vermemesini. Böylece herkesin hoşuna gitmek, herkesi hoş tutmak isterler.
Ama "erdem" deseler de, ödlekliktir bu.
Ah bu iyiler! İyi kişiler gerçeği hiç söylemezler. Bu türlü iyi olmak, ruh için sayrılıktır.
Baş eğer bu iyiler, teslim olurlar; yürekleri öykünür, canları söz dinler; oysa söz dinleyen, kendini dinlemez!
Her bilgi, tedirgin vicdanın dibinde yeşermiştir şimdiye dek! Parçalayın ey gören kişiler, parçalayın eski levhaları!
Ah, bütün yarım istemleri bıraksanız da, eylemde olduğu gibi, tembellikte de tam kararlı olsanız!
Kimine göre yalnızlık, sayrı kişinin kaçışıdır; kimine göre de, sayrı kişilerden kaçıştır.
Ve kötüler ne kadar zarar verirlerse versinler, iyilerin verdiği zarar en zararlı zarardır.
İyilerin aptallığında dipsiz bir kurnazlık vardır.
İyiler, kendi erdemlerini bulanı çarmıha germek zorundadırlar! Yaratıcıdan nefret ederler en çok, levhaları ve eski değerleri altüst edenden, bozandan, - yasabozan derler ona. Çünkü iyiler, yaratamazlar; onlar hep sonun başlangıcıdırlar. İyiler yalancı kıyılar, yalancı güvenlikler öğrettiler size; iyilerin yalanları içre doğup büyüdünüz siz. Her şey iyiler eliyle baştan aşağı burulmuş, çarpıtılmıştır.
Birçok şeyi yarım yamalak bilmektense, hiç bilmemek daha iyidir! Başkalarının düşünceleriyle bilgelik etmektense, kendi hesabına delilik etmek daha iyidir!
Ben büyük horgörenleri severim. İnsan altedilmesi gereken bir şeydir. Boyun eğmektense umutsuzluğa düşün daha iyi.
Yorumlar
Yorum Gönder