Çeşitli Kitap Alıntıları
“Acı önlenemez, ızdırap ise bir seçim.”
“Ben varken ölüm yok, ölüm varken ben yokum. Üzülecek ne var?
;**Kendisini daha uzak bir mesafeden izlemek için kullandığı evrensel bakış yaklaşımı olan \"bakış açısını değiştirme \"yaklaşımını kullan. İçinde bulunduğumuz o minicik konuma, yaşamımızın tümü üzerinden, tüm bir ırkın yaşamının, bilincin evriminin üzerinden baktığımızda tabii ki o taşıdığı önemi birden yitirir. Güven içinde yaşamaktır tehlikeli olan. Bu bizim sırtımızdaki en büyük yük. En. Büyük mücadelemizde bu yüke karşı yaşamak. İnsan doğru zamanda yaşamazsa asla doğru zamanda ölemez. Zaman sonsuza dek durmayacak kadar açgözlüdür. Durmadan yer yutar, ama geri verdiği hiçbir şey yoktur. Sana yazılmış bir yaşamı yaşadığını söylemen ne korkunç! Bütün tehlikesine rağmen bir kez bile özgürlüğünü tadamadan ölümle yüz yüze gelmek ne acı. Hiçbir şey her şey demektir güçlenmek istiyorsan önce köklerini hiçliğin derinlerine gömmeli ve en yalnız yalnızlığınla yüz yüze gelmeyi öğrenmelisin. Yalnızca kendinizden kaçıyoruz her an tekrar yaşanacak bir andır sonsuzlukta hep özgürlükten kaçıyor olmanın anlamını Bir düşün. Tek ödevin kendin olmaktır. Büyümek için hep başkalarına kullanmak zorunda kalırsın Eski yaşamının küllerinden yeni bir benlik kur sorumluluk sorumluluk küçük erdemlerle kendini yok etme kötü olmayı öğren.
Irvin Yalow - Bugünü Yaşama Arzusu: "Dinlerin takipçilerini mantık ve özgürlüklerinden sıyırdığı araçları her zaman küçümsemişti. Bunların hepsinin tarihteki en güçlü ve en uzun süreli dolandırıcılık oyununun araç ve gereci olduğunu düşünürdü: liderlere güç sağlayan ve cemaatin boyun eğme artsın tatmin eden bir oyun. Varoluşun ve öz farkındalığın kutsanmış mucizevi molalarından başka ne vardı ki elimizde? Eğer bir şeye saygı gösterilecek ve kutsanacaksa o şey bizim var oluşumuz olmalıydı. Yaşam sonlu olduğu veya hayatın daha yüce bir amacı ya da derinlere yerleştirilmiş bir tasarımın olmadığı için umutsuzluk içinde yaşamak su katılmadık nankörlüktü. Her şeye kadir bir yaratıcı hayali kurmak ve hayatımızı sürekli saygı ifadesiyle diz kırmaya adamak anlamsız görünüyordu ve aynı zamanda müsriflik dedi dünyada hali hazırda herkese yetecek çok az sevgi varken neden bütün Sevgi bir kişinin olsundu ki? Spinoza ve Einstein’ın çözümünü kucaklamak daha iyiydi: kafanı ey, doğanın zarif yasalarına ve esrarına şapkayla selam ver ve yaşama işine devam et."
"Hiçbiri seni hak etmiyordu hepsinin üzerine sifonu çek. "
seni aptal! Görülmek için mi açtığımı sanıyorsun? Kendi zevkim icin açılıyorum, başkaları için değil, çünkü hoşuma gidiyor. Aldığım zevk var olmaktan ve açmaktan ibaret. İnsanın içinde ne kadar çok şey olursa başkalarından o kadar az şey ister. Benim tarzım geri bestemi kendi içimde kontrol etmek ve benim deneyimlerime uyup uymadığını görmek. Geçmişte de insanların bana bu tür bir geri beslem verip vermediklerini hatırlamaya çalışırım. Birisinin kör noktalarımı bilemeye mi çalıştığını yoksa benim görmediğim bir şeyi mi gördüklerini merak ederim. İnsanları keyifli bir ruh haline sokmanın başınıza gelen kötü bir şeyi anlatmaktan veya kişisel bir zayıflığınızı açıklamaktan daha başka yolları da vardır.
“Yapabildiklerimizi planlamaya odaklanırsak yapamadıklarımızın üstesinden gelebilirdik.”
Çirkin: “Sadakat böyle mi hissettiriyordu. Kişinin durduramadığı bir tür öfke nöbeti gibi miydi? Kendi sevgilin değil de diğerlerini düşününce iğrenmek miydi? Ne kadar şaşırtıcıydı. O her zaman sadakatin sırf sevdiği kişinin duyguları incinmesin diye kişinin kendi zevkinden kısıntı yapması ile ilgili bir şey olduğunu düşünmüştü fakat bu his bu tür bir şey değildi, bencildi, dik kafalıydı çilekleri istemek sadece çileklerin zevkine tatmak ve bir elma yiyip boğazında kalmasındansa aşktan ölmeyi tercih etmekti."
The Witcher: "Yaşadaydın neyin olacaktı ki? Aile mi? Onlar hayatının son perdesini yazan kişiler pek bir kaybın yok. Arkadaşlar mı? İyi gün dostu olurlardı. Sevgililer mi? Tamam bir süre için eğlenceler ama sonunda hepsi hayal kırıklığı. Biz kadınız ve bir aracız. Özel olduğumuzu söylediklerinde bile. Bizi bomboş yapayalnız bırakana kadar onlar için bir aracız. Kendini şanslı say farkında olmadan hile ile oyunu kazandın."
Beni Seç: “affetmek isteksiz yenen bir yemektir."
Aşk Hastası: "Aşk aşk aşk bütün sefil duyguların kaynağı. Duygusal görünüşlü destanının altında kendini beğenmişlik, şehvet, mazoşizm ve fantezi yatıyor. Kur yapmanın donuk mimikleri, öpüşmeler, çıkmalar ve Arzu ile yüzeyselliğini canlı kılan iltifat ve tartışmalarla kişiliğini saklayıp bizi kör eden üzüntüler ve Sevinçler yumağı.”
Simyacı: “Ne zaman bir denize ya da Bir ateşe baksa doğa olaylarının sonsuzluk ve gücünün derinliklerine dalıp ağzını açmadan saatler geçirebilirdi. Önseziler önsezilerin içinde bütün insan hayatlarının Bir bütün oluşturacak şekilde birbirine bağlandığı hayat ırmağının evrensel akışına ruhun yaptığı ani dalışlar olduğunu anlamaya başladı.”
Dune: “Korkmamalıyım korku katilidir aklım korku mutlak yıkım getiren küçük bir ölümdür. Korkumla yüzleşeceğim.”
Çirkin: "Sadakat böyle mi hissettiriyordu? Kişinin durduramadığı bir tür öfke nöbeti gibi miydi? Kendi sevgilin değil de diğerlerini düşününce iğrenmek miydi? Ne kadar şaşırtıcıydı. O her zaman sadakatin sırf sevdiği kişinin duyguları incinmesin diye kişinin kendi zevkinden kısıntı yapması ile ilgili bir şey olduğunu düşünmüştü fakat bu his bu tür bir şey değildi bencildi, dik kafalıydı çilekleri istemek sadece çileklerin zevkine tatmak ve bir elma yiyip boğazında kalmasındansa açlıktan ölmeyi tercih etmekti. Vücudunu başkasının kullanmasına izin vermek, yapmak zorunda olduğu bir şey değildi. Kendinin herhangi bir anlamda birine veremeyeceği kadar değerli bir şey olduğunu düşündü bir geceliğin olsa bile onu istemiyordu işte o kadar ona sahip olmayacaktı."
-Gerçek şefkat, kendimizden daha az şanslı olanlara yardım etmek istemekten değil, tüm varlıklarla olan akrabalığımızı fark etmektir. "
1881: Hayat olmasını istediğimiz, hayal ettiğimiz şeyle, olduğumuz şey olan durum arasındaki savaş. Tutku, korkuyla yoğrulmuş acımasız bir hayat. Tanrı bizim için yaratmadı kendi istediği için dünyayı yarattı. Gidilecek bir cennet ya da cehennem yok tanrıysa bu topraklar.”
1923: “Böyle bir aşka sahip olmak ne büyük bir TRAJEDİ."
-”Gördüğümüz veya duyduğumuz hiçbir şey gerçek değildir. Kusursuz gerçekliğin yattığı tam da gerçekliktir. Sorunlarınızın tadını çıkarın."
-“Duygularına hakim olan dünyayı yönetir. “Şu anda mutlu ve huzurluyum. Öyle oluyor. Kendimle vakit geçirmek her zaman daha iyi.
Flaubert'in Aşk Tanımı: "Merak, birine karşı ansızın merak duymaya başlarsınız. Korkunç bir merak. Onu tanımak, onunla doğmak, dünyaya yeniden gelmek tek amacınız haline gelir. Aşka en uzak cümle "senden nefret ediyorum değil." "bilmek istemiyorumdur."
"Hayal et. Seni bir yılan ısırıyor. Zehirden kurtulmak yerine yılan tutmaya, seni ısırmasının sebebini öğrenmeye ve ölmemen gerektiğini ona kanıtlamaya çalışıyorsun. Konu yılan değil. "
Üst kattaki deli kadın: "Yeterince dikkatli olursanız başınıza bir şey gelmez. Hakikati söylemek istedim çünkü hakikat her daim, almaya hazır olanlara dersini kendiliğinden verir."
Anne Brontê. Aşk: daha önce hissetmediğim bir aidiyet duygusu ve her şeyin mümkün olduğunu anlatan bir özgürlük hissetmek."
Spartaküs: Nefret boş zaman işidir. Bunu düşünmek, hissetmek büyük çaba gerektirir.
Arıların gizli yaşamı: " İmkansız; bu kelime aşkın alevleri arasında kiloluk gidecek koca bir kütükten başka bir şey değil. Kovan da erkek arılara ihtiyaç yoktur. İhtiyaç duyulduğu zamanlarda yılda iki kere bunu üretirler daha sonra erkeklerin işlevi biter. "
Boleyn kızı: "Bir erkeği idare eden kadın asıl keyfin onun düşüncelerini idare etmek olduğunu bilir, günün her dakikasında. Bu asla şehvetle ilgili olamaz erkek elde ettiği şeyin bu olduğunu Sansa da nokta bu sonsuz bir maharetler ilişkisi olur."
"Tutku hisleri: Korkunç bir boşluk hissi, soluk alıp vermeyi güçleştiren bir korku ve baygınlık kalbi durmuş gibi olmak." - Cesur Yeni Dünya - Aldous Huxley
Yasak Meyve - Jojo Moyes: "Sanatsal beceriyi, kendilerini yeniden bulmalarında yatıyordu. Kendilerini kamufle etmelerinde, zekalarını kullanmalarında ve olmadıkları insanlar yaratmalarında."
Fırtına habercileri: "Belki de feci şeyleri düşünme cesaretini bulmalıyız nokta belki de içimizden meydana gelebilecek en kötü şeyin zaten yaşandığına inanabilmek. Niçin böyle şeyler oluyor acaba? Dünyada olan biten en kötü şeye bakmak zorundayız peki ama kendi hayatımızda bunlarla yüzleşemiyorsak başkalarına nasıl yardım edebiliriz ki? "
" İnsanlara onları sevdiğimizi hiçbir zaman açık açık söylemeyiz çünkü son derece aptalca ama onların sonsuza dek bizimle olacağını zannediyoruz. Hepimiz sanki sonsuza dek yaşayacakmış gibi davranıyoruz, oysaki yarın ölecekmişiz gibi davranmamız ve birbirimizi hep hoş şeyler söylememiz lazım. "
Akıl ve tutku - Jane Austen:
Sana alçakça düşmanlık yapanlar her kimse bırak, bir gün senin masumiyetini ve iyi niyetini nasıl asaletle taşıdığını görüp kendi kötü ruhlu zaferlerinin boşa çıktığı ile kalsınlar. Böyle bir hainliğe karşı koyan gurur takdire şayandır.
Paulo Coelho - 11 Dakika: "Namus Onur kendime saygı iyice düşünüldüğünde şimdiye kadar bu üç şeyden herhangi birine sahip olmuş değilim. Doğmayı talep etmedim, kendimi sevdirmeyi beceremedim bir gün hep kötü kararlar aldım ve şimdi, hayatım benim yerime karara varmasına izin veriyorum."
İnsanız biz suçluluk duygusuyla doğarız mutluluğun gerçekleştirme ihtimali bizi korkutur. Ölürken başkalarının cezalandırma isteğiyle doluyuzdur çünkü kendimizi daima güçsüz, haksızlığa uğramış bir gün mutlu hissederiz. Günahlarımızın kefaretini ödemekle günahkarları cezalandırabilmek mümkün değildir. "
ANNA CAREY - KUM SEHRİ: "Anılar onlara izin verdiğin sürece seni mahveder."
Bana sevdiğini söyle - Julia Quinn: "Bir markizle evlenme yolları" "benzersiz ol ama çok da değil. Eşsiz ol. Nazik ol. Gizem yarat. Bir sonraki cümleni hayal etmesi için bir konuşmayı yarıda kes ve git.
" düzen her amacı ulaşılabilir kadar kılar."
Deniz Kabukları Mevsimi: Orantısında şaşmayan, mükemmel güzellik yoktur.
Sadece sevmeye başla, yavaş yavaş sana daha fazlasının döndüğünü göreceksin.
Aşk eldeki civa gibidir, parmaklarını sık elinden kaçsın, sıkma elinde kalsın. ~ Dorotyh Parker
Miss Austen: "romantik triangle"
Yorumlar
Yorum Gönder