İş ve özel hayatta sıklıkla rastlanan “sınır koyma”, kişisel alana saygı duyulması açısından şarttır. Birçok insan, sınırını bilmeyen insanlar yüzünden ciddi psikolojik sorunlarla karşı karşıya kalır. Özellikle toplumda yumuşak başlı olarak nitelendirilen kişiler, ikili ilişkilerde oldukça zorlanır.
Bu anlamda ilişkiler içerisinde konulan bazı sağlıklı sınırların örnekleri şu şekilde verilmiştir:
- Kendi ihtiyaçlarımız, sorunlarımız, sorumluluklarımız ve zamanımızı önceliklendirmek.
- Yapabileceğimizden fazlasını üstlenmemek.
- İhtiyaç ve taleplerimizi karşımızdaki kişiye iletiyor olmak.
- Kişisel sınırları ortaya koyarken suçlu hissetmemek. İlişkiler içerisinde farklı türlerde sınırlar koyuyor olmanın gerekliliğini farkında olmak.
- İstemediğimiz şeyler söz konusu olduğunda Hayır. cevabını vermek.
1. En başından sınırlarınızı anlatın. “Ben bundan hoşlanmıyorum, bir daha yapmazsam sevinirim.” Cümlesi ile her şeyi halledebilirsiniz. Karşı tarafa da sınırlarının neler olduğunu sorabilirsiniz. Bu sayede karşılıklı anlayış ile ilişkiyi devam ettirebilirsiniz.
2. Açık Sözlü Olmaktan Kaçınmayın
Birçok insan açık sözlü konuşmaktan kaçınır. Gerçekten düşüncelerini net bir şekilde ifade edebilen insan sayısı “Yok” denecek kadar azdır. Neden? Hiçbir nedeni yok.
Karşı tarafa açık sözlü bir şekilde ne düşündüğünüzü anlatın. Başlarda konuşmak ve düşünceleri söylemek zor gelebilir. Ancak zamanla bu duruma alışacak ve eskisi kadar zorlanmadığınızı fark edeceksiniz.
3. Sinirlenmeden, Sakince Kendinizi İfade Edin
Sınır koymak denildiğinde kavgacı ve sinirli bir tutum sergilenmesi gerektiği akıllara gelmesin. Ne kadar sakince kendinizi ifade ederseniz o kadar etkili bir adım atmış olursunuz.
Sinirlendiğinizde kendinize hakim olamıyorsanız sakinleşmeyi bekleyin ve olayın üzerinden zaman geçtikten sonra hislerinizi ifade edin.
4. Yeri Geldiğinde Sert Bir Dille Uyarın
Her ne kadar yukarıda sakince kendinizi ifade etmeniz gerektiğini belirtmiş olsak da; bazı insanlar bundan anlamıyor. İnsanlara sakin konuşmak ve kibarlık bazı durumlarda yaramıyor.
Bu tarz bir insanla karşılaştıysanız biraz da sert bir tutum gösterebilirsiniz. Ona kızdığınızı ifade edebilir, bir daha böyle bir şey yaparsa ilişkinizin eskisi gibi olamayacağını belirtebilirsiniz. Asla müsemma göstermeyin. Bir seferlik alttan alayım ya da affedeyim diye düşünmeyin.
5. Her şeye Rağmen Değişim Yoksa, Uzaklaşın
Sınır koymak her zaman sözcüklerle mümkün değildir. Gerçekten bazı insanlar saygısızlık etmeyi marifet olarak bilirler ve tabir-i caizse arsızlığı ele alırlar.
Bu durumda yapmanız gereken tek şey: O kişiyle görüşmemektir. Karşı tarafı hayatınızdan bir daha almamak üzere çıkarın.
6. En Değerli Kişi: Kendiniz
Sizi kimsenin üzmesine, yormasına, kırmasına ve meşgul etmesine izin vermeyin. Hiç kimse sizden daha değerli değil. Siz değerinizi fark ettikçe, karşı tarafta bunun bilincine varacaktır. Aksi takdirde mutsuzluk uçurumunda oradan oraya savrulursunuz.
Sınırlara İhtiyacımız Var
İlişkideki paylaşımın ve kişisel görünümümüzün belirlenmesi her şeyden önce sağlıklı bir iletişimin bakış açısından değerlidir. Bu iletişim yalnızca diğer insanlar için değil, gördüğümüze saygı açısından da önemlidir.
İstek ve ihtiyaçlarımızı diğer insanların tepkilerinden çekinmeden net ve açık bir biçimde iletebilmek doğal olarak lüks değil haktır. Bu hak bize sağlıklı şekilde sınır koyma özgürlüğünü tanırken karşı karşıya mümkün olduğunca net sınırlarla yaklaşmak doğru anlaşılmak açıdan da faydalı olacaktır. Hem uzakta hem de hayatta olduğu gibi, size yatırım yapmak açısından da tasarrufa ihtiyaç duyduğunuz bilinen bir gerçektir.
Tam tersi düşünülürse, yani sağlıksız bir şekilde dağıtılan üzerinden hareket edilen bir yaşamda başta öz saygımızı yitirmek ve manipüle edilerek göz ardı edilmek olasıdır. Başka insanların varlığımızı belirlemesine ve tanımlamalarına izin verilmesine uygun en büyük haksızlıklardan biri olacaktır.
Sınır koymak ve bencil olmak arasındaki fark
Bencillik, ikili ilişkilere yön veren en temel konulardan biridir.
Bencillik, yerine göre sizi bazı kötü sonuçlardan koruyarak olumlu etki yapabilir fakat dozu kaçtığında tehlikeli hale gelebilir. Özellikle ikili ilişkilerde bencillik konusunda çok ince bir çizgi vardır. Eğer o sınırı aşarsanız ister arkadaşlık ister aşk ister aile ilişkileri olsun hoş bir tutumla karşılaşmaz ve dışlanabilirsiniz.
DENGESİZLİĞİNİZİN FARKINDA OLMAYABİLİRSİNİZ
Bir ilişkinin sağlıklı bir şekilde ilerleyebilmesi için belli bir dengede olması gerekir. Bu hem sosyal ilişkilerde hem de iş yaşantısında geçerlidir. Eğer bir kişi sürekli almak istiyor ama karşılığında hiçbir şey vermek istemiyorsan bu kişinin bencil olduğunuzu gösterir. Daha da garibi bu özellikleri yüzlerine vurulduğunda şoka uğrarlar. İş yaşantısında bu durum bilgi vermeden kaçınma, yardım etmeme şeklinde ortaya çıkabilir ve personel morali üzerinde korkunç bir olumsuz etki yaratabilir.
DAİMA FARKI OLANI İSTEMEK!
Sürekli farklı olma dikkat çekme isteği bencilliğin göstergelerinden biridir. Güzel bir örnek vermek gerekirse çocuğunuza isim verirken kimsede olmayan bir ismi seçmek olabilir. Bilindik bir isim yerine az duyulmuş ya da orijinal bir isme yöneliyorsanız bencil olabilirsiniz.
Çok fazla konuşmak sizi yalnızlaştırır.
KONUŞMAK İÇİN KONUŞMAK
Sürekli bir şeyler anlatarak bulunduğunuz ortamdaki herkesin sadece sizi dinlemesini istemek bencilliğin en bariz göstergesidir ve bir süre sonra yalnız kalmanıza sebep olur. Sürekli konuşarak başkasına fırsat vermemek aynı zamanda empati yoksunluğunuzu da ortaya koyar. Her şeyin olduğu gibi konuşmanın da yeri ve usulü vardır.
Tepki vermeden geçiştirmek bencil olduğunuzu gösterir
TEPKİ VERMEDEN GEÇİŞTİRME
Bir arkadaşınızın sizin fikrinize ihtiyacı olduğunda, herhangi bir konu hakkında sizden akıl almak istediğinde konu hakkında herhangi bir yorum yapmıyor ya da umursamaz bir şekilde geçiştiriyorsanız bencilsiniz demektir.
Karşınızdakini dinlememek, anlattıklarıyla ilgilenmemek belki de onun için kötü bir sonuç doğuracak. Bu yüzden bencillikten vazgeçmeli dinlemeyi öğrenmelisiniz.
Her şeyi kontrol altında tutmak istemek bencilliktir.
HER ŞEYİ KONTROL ETMEK İSTEME
Bazı insanlar hem iş yaşantısında hem de sosyal yaşantısında kontrol manyağı olabilirler. Mottoları ise eğer doğru yapmak istiyorsan kendin yap düşüncesidir. Bu kişiler genellikle mükemmeliyetçidirler ve herhangi bir işi en iyi kendilerinin bildiği konusunda emindirler.
İlginç olan ise etraflarındaki herkes üzerinde bir hakimiyet ve kontrol mekanizması kurarak onlara yardımcı olduklarını düşünürler. Fakat gerçekte bu davranış karşılarındaki insanların insiyatiflerini öldürür, yaratıcılığını köreltir ve cesaretlerini kırar. Bu derecede bir bencillik oldukça tehlikelidir.
İlişkilerinize Sağlıklı Sınırlar Oluşturabilmek İçin Tavsiyeler:
1.) İki insanın bir araya gelmesiyle birlikte iletişim ve ilişki başlar. Her ilişkiniz ayrı ve farklı dinamiklere sahiptir. İlişkilerinizdeki önceliklerinizi belirleyin ve kime ne konuda sınır koymanız gerektiğine karar verin.
2.) Niyetinizi karşı tarafa açık ve net bir şekilde iletin.
3.) Sınırlarınızı çok katı, değişmez ve zorlayıcı oluşturmamaya özen gösterin. Sağlıklı sınırlar belirlidir, duruma ve kişiye göre esneklik sağlanabilir ve tutarlıdır.
4.) Sınırlarınızı belirlemenizde üslup çok önemlidir. Düşüncelerinizi ve isteklerinizi karşı tarafa nasıl aktardığınız önemlidir. Karşılıklı saygı çerçevesinde incitmeden, terslemeden ve kırmadan sınırlarınızı belirlemeniz gerekir.
5.) Hayır diyebilmek bizim kültürümüzde zor olsa da neyi neden yapamadığımızı karşımızdaki kişiye anlatmak ve duygularımızı da aktarmak gerekir. Kibar bir şekilde reddedin.
6.) Verdiğiniz kararların arkasında durun.
7.) Kendinize özel zamanlar yaratın.
8.)Hayatınızın merkezinde bir başkası değil kendiniz olun.
Sınırlarınızı korumak da en az sınırlarınızı oluşturmak kadar önemlidir. Oluşturduğunuz sınırlarınızı koruyamadıktan sonra size bir yararı olmayacaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder