Sanat ve El İşlerinin Çocuk Gelişimine Faydaları ve Sanat Terapisi

Sanat ve el işlerinin çocuk gelişimine birçok faydası bulunur. 

Çocuklar, biraz eğlence için el işleri yapmaya ve yaratıcılık geliştirmek için sanat işleriyle uğraşmaya bayılırlar! E madem bayılırlar, biz de sanatın faydalarını öğrenelim, bakalım gelişimlerine ne gibi katkıları var.

Çifte koordinasyon

Boyama, çizme, kesme gibi beceriler çocuğunuzun iki elini de kullanmasını gerektiren becerilerdir. Bu becerinin zamanında gelişmesi demek, çocuğun büyüme sürecinde başka diğer işlere de çabuk şekilde adapte olması demek olacak. Örneğin; yazı yazma, bağcıklarını bağlamak, vs…

İnce motor becerilerin koordinasyonu

Şekiller çizebilmek, kalıp kesebilmek, el yazısı yazabilmek gibi becerileri layıkıyla yapabilmek için çocuğunuzun ince motor koordinasyonuna sahip olması gerekir. Bu beceriyle de çocuğunuz, kıyafet giymek, kendi kendine yemek yiyebilmek gibi başka becerileri yapabilecek demektir.

Öz denetim: Bir şeyi ıslattıysanız ve kurutmanız gerekiyorsa, ne lazım, beklemek. Bu tecrübe çocuğunuzda beklemek, kendini kontrol etmek ve sabır gibi kavramların güçlenmesini sağlayacak. Ayrıca, işler her zaman umduğumuz gibi gitmeyebilir. El işleri çocuğunuz için esnekliği de sağlayacaktır. Hem yaratıcılıkta hiçbir zaman doğru ya da yanlış fikir diye bir şey yoktur.

Özgüven geliştirme

Her ne kadar çocuklarımızın önüne bazı meydan okumalar koymak istesek de, seçtiğimiz el sanatlarının çocuğumuzun seviyesine uygun olması da önemlidir. Elindeki bir işi başarıyla tamamlamaları onların başarma duygusunu ve gururlarını da harekete geçirecektir. Onlar bu işi ne kadar çok yaparsa, siz de onlara o kadar çok meydan okuma öngörebilir ve seviyeyi artırabilirsiniz.

Sanat Danışanların Duygularına Pencere Açıyor


Kişiler, sözel terapide kendilerini ifade etmekte sıkıntı yaşayabilirler. Bazen, hislerini öylesine gömerler ki, söze dökülmeleri zor olur. Bu durumlarda, sanat terapisi etkilidir. Colombus, OH.’de sanat eğitimcisi olarak çalışan Sally Altenburg, insanların sözlerle hisleri gizleyebildiklerini; fakat resimlerde nasıl yalan söyleyebileceklerini bilmediklerini söylüyor.
Örneğin, Sally Altenburg, gençlerdeki yas tepkileri ile çalışırken, onlardan fırtına sırasındaki herhangi bir şeyi çizmelerini ister. Kişilerin bilmediği, çizdikleri şeyin kendilerini yansıttığıdır.
Çoğu, rüzgardan bükülmüş ve koyu fırtına bulutları arasına gizlenmiş ağaç çizerler. Bağlantıyı kurmalarına yardımcı olmak için, resim hakkında bir şiir yazmaları istenebilir veya “ağaç hayatta kalmak için ne yapıyor?” veya “ağacın dünyaya verebileceği ne var?” gibi soruları cevaplamaları istenir.
Egzersiz sırasında, bir ergen çok silik bir yazısı olan bir gazete çizmişti, çünkü kendini güçlü hissetmiyordu. Ama fırtınadan kurtulma amacı, kendi hikayesini anlatmaktı. Daha sonra konuştuklarında, ergen bağlantıyı kurmuş ve “resimden sonraki konuşmalarında, hikayesi olduğu ve kendini güçlü hissetmediğini” söylemiştir.
Kullanılan materyal seansın amacına göre belirlenir. İnsanların öfkesi ortaya çıkarılmak istendiğinde, terapist danışanlardan ahşap ve çivilerle heykel yapmalarını isteyebilir. Vurmalar, kişinin öfkesinden kurtulmasını sağlar. Ayrıca, kil öfke çalışmalarında ve kaygı sorunları ile çalışmak için iyi bir araçtır.
Kontrol duygusunu yitirmiş kişiler için, Altenburg, tebeşir, kalem gibi malzemeleri kullanır; çünkü bu malzemeler kontrol edilebilirdir. Projeleri, bir objenin izini sürmek vb. olabilir. Veya, danışanlar çok kontrollü olduklarında, etrafı istedikleri gibi dağıtabilmeleri için boyalar kullanılabilir.
Altenburg, kişilerin problemlerini çözmek için sanat terapisine girmekte tereddüt ettiğini; çünkü yetenekleri olmadığına inandıklarını söylüyor. Fakat, sanat terapisine katılmak için yetenek sahibi olmaya gerek yok. Altenburg, soyut sanatın renklerin seçimiyle çok şey anlatabildiğini; siyah ve kırmızı renklerin öfkeyi ve negatif duyguları yansıttığı, açık renklerin ise olumlu duyguları yansıttığını belirtmektedir.
Tipik bir sanat terapisi seansı, ilişkinin geliştirilmesi için konuşmayla başlar. Tipik bir seansta, danışandan, duvara asılmış bir kağıda bir figür çizmesi istenebilir. Sonra da, danışanlardan, sevgilerini, üzüntülerini, kızgınlıklarını konumlandırmaları ve bu duyguları ifade edecek renkleri seçmeleri istenebilir. Bunlar yapıldıktan sonra, çizilen üzerinde bir süre konuşulur.

Resim çizilmesi faydalı olabilir; fakat kişinin çizdiği ile ilgili sıkıntıları varsa, daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulabilir. Bu durumda; kişiye resmi konuşabilse neler söyleyebileceği sorulabilir. Sanat terapisti için, danışanın seanstan sonra, seansta olanlarla ilgili içi rahat bir şekilde ayrılması önemlidir.

Yas, stres, depresyon, kaygı ve diğer problemlerde, kişilerin bir resmin bütün hikayeyi anlatamayacağını bilmesi önemlidir.
Sanat terapisi doğru uygulandığında, terapist eserin yorumlanmasında çok az bir rol üstlenecektir. Sanat terapisinin önemli bir özelliği, terapistle seanslar bittikten sonra evde tek başına da uygulanabilir oluşudur. İnsanlar, sanatı nasıl yorumlayacaklarını öğrenebilirler ve bunu stresli olduklarında ve depresif hissettiklerinde kullanabilirler. Altenburg’a göre, danışan seans boyunca kendi kendisinin terapistidir ve terapist yalnızca bir rehberdir.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İZLEDİĞİM FİLMLER (Liste1) 2010 a kadar

Einstein'dan 10 hayat dersi...

EDEBİYAT ALINTILAR

İZLEDİĞİM TİYATRO OYUNLARI (ŞEHİR TİYATROLARI)

GÜÇ İSTENCİ; Bütün Değerleri Değiştiriş Denemesi

Filozoflara göre aŞk nedir?

Dahiler Hakkında Bilmediklerimiz

İZLEDİĞİM TİYATRO OYUNLARI (DEVLET TİYATROLARI)

PLATON - İDEALAR KURAMI

DÜŞÜNCE YOLUYLA TEDAVİ- LOUİSE HAY